Vapur, cilveli bakışlar atan bir sevgili gibi ilerliyor. Bir kuğuyu andıran bu süzülüş karadaki insanların göz hapsinde, her birinin bakışı önce yolculara sonra da vapurun ardında bıraktığı köpüklere gidiyor. Vapurdakilerden birkaçı mutlaka başını aşağı eğmiş yosun kokusunu içine çekiyor ve rüzgarla iş birliği yapan güneşin vücudunu mayıştırmasına izin veriyor. Birkaç çift, farklı semtlerde oturan birkaç aile, birkaç yalnız yolcu var. Ben de o yalnız yolculardan biriyim.
Güneşin gökyüzünde süzüldüğü gibi süzüldüm kendimden. Böylece kavgalarım bitti ve öfkem dindi. Araya giren mesafeler saygısızlığa vardığından beri birçok söz üzerimdeki tesirini yitirmişti. Gözüm açılır açılmaz bir zamanlar duymaktan korktuğum suçlamalar öneminden sıyrıldı. Sanki kalbime bir delik açıldı ve nefesim git gide orayı sardı.