Sensiz bomboş bu koridorlar. Güllerin kokusu yok gibi. Yere dökülen yapraklar bir diken misâli batıyor tabanlarıma. Senin olmayan herhangi bir ses delip geçiyor yüreğimi. Sen varsaydığım ve senin olmayan bir buy rahatsız ediyor beni. Elâ gözlere bakamıyorum, bana seni anımsatmasın diye. Beyit beyit süzülüyorsun parmak uçlarımdan. Sana değil, kalbine değil, ruhuna değil, cümlelerine kırgın kaldım. Aynada artık seni değil kendimi görmek bile dikiş attığın yaralarımı hızla kanatmaya yetiyor. İlhamımın hasretinin değil de sevdanın olmasını dilerdim. "Aşk hevesin, sevda nefesin yetene kadar derler." demen zihnimde oynatılan anılarımdan bir tanesi yalnızca. Sana bir elveda, bir terk ediş, bir haykırış ve bir affediş borcum kaldı ellerimde. İltifatlarından ördüğüm halatı bağladım belime, uçurumda beni kurtarmanı bekler hâldeyim. Güzel bakışlarından diktiğim elbise ile beni karşılayacağın günü beklemekteyim. Korkun ve endişenden yarattığım ceketi alıp üstüne örteceğin ânın hayali ile avutuyorum seni seven parçamı. Biz mi yapamadık biz olmayı, yoksa felek çemberinde sevilmek yok muydu? Belirsiz bir soru ikimiz için de. Üzgünüm sevgilim, ben aşkıma sahip çıkarken senin tarsınla savaşamadım. Yenildim.